
Albert Camus - Yabancı
Toplumun istediği gibi olmamak (olamamak), topluma uyum sağlayamamak, bireyi topluma yabancılaştırır. Ciddi bir başkaldırı olarak görülebilir. Mersault'un durumu da bundan çok farklı değil. Geneli reddedip, dürtülerini kovalayan bir yabancıydı o. Yalnızca şimdiyi arzuluyordu. Er ya da geç nihayete erecek olan yaşam başka hangi şekilde anlamlı kılınabilirdi ki?
Albert Camus'nün bu çok bilinen eserinde, bize baş kişi olarak sunduğu Mersault, anın getirdiklerinden keyif alan, basit zevkleri olan, bireyselliği ön planda, dolayısıyla toplumun değer filtresinden geçemeyip aykırı tarafta kalmış biri. "Saçma" 'nın ta kendisi. Islak havludan nem alan, haşlanmış patatesten keyif alan, serinlemek için gittiği plajda birisini öldüren. Farketmezdi çünkü. Marie ile evlenebilirdi de oysa. O da farketmiyordu zaten .
Bilinç akışı tekniği ile olaylara Mersault tarafından baksak da, Camus'nün varoluşu ve "saçma" felsefesi hakkında pek çok şey bulabileceğimiz bir yapıt.
Ayrıca Bakınız:
*"Albert Camus’nün Yabancı ve Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam eserlerinde bilinç akışı"
**"Musical Counterpoint in Albert Camus' "L'étranger""
***Albert Camus Felsefesinden İzler Taşıyan 10 Film